Boşanma Davalarında Telefon Kayıtları İstenebilir Mi ?
GSM operatörlerinin kişiler arasında yapılan görüşmelerin içeriğini kaydetmeleri yasal olarak mümkün değildir. Bu sebeple operatörlerden böyle bir kayıt istenmesi de mümkün değildir. Aynı şekilde Operatörler, kişilerin birbirine attıkları SMS mesajlarının içeriklerini de kaydetmemektedir.
Önemli : Telekomünikasyon şirketleri, özel hayatın gizliliği prensibi gereğince müşterilerinin konuşma içeriklerini herhangi bir mahkeme kararı olamadan kaydedemezler.
Operatörler, her ne kadar konuşma ve sms içeriklerini kaydedemese de dökümlerini 5 yıl müddetince saklamakla yükümlüdür. Operatörler, istem durumunda bu kayıtların dökümlerini mahkemelerle paylaşmak zorundadır.
Boşanma davalarında taraflar, telefon ve sms dökümlerini aile mahkemesinden talep edilebilmektedir. Ancak bu kayıtlar telefon görüşmelerinin içeriğini oluşturmamaktadır. Boşanma davasında talep edilebilen HTS kayıtları, konuşmaların süresi, tarihi, saati gibi bilgilerden ibaret olacaktır.. Dolayısıyla boşanma davasında talep edilen mesaj dökümleri ve telefon kayıtları yalnızca hangi tarihte, ne kadar süre ve sıklıkla konuşulduğunu ortaya çıkaracaktır.
Boşanma davalarında telefon aramaları ve kısa mesajlara ilişkin HTS kayıtları, ilgili operatöre mahkeme tarafından müzekkere yazdırılması suretiyle dosya muhteviyatına kazandırılabilir. Bunun için dilekçelerin teatisi aşamasında operatör kayıtları deliline dayanıldığı ifade edilmeli ve delil dilekçesinde de mutlaka bu delillere dayanıldığı belirtilmelidir. Bu kayıtların hangi operatörden ve hangi telefon numarasına istinaden istendiği belirtilmelidir. Bu sayede boşanma davasında geriye dönük olarak telefon arama ve SMS(kısa mesaj) kayıtları dosyaya getirtilebilmektedir.
Bu bilgiler boşanmayı gerektiren sebepler arasında yer alan zinanın kanıtlanmasında etkili bir şekilde kullanılabilmektedir. Ayrıca yine Yargıtay kararlarını incelediğimizde, evli bir kişinin özellikle akşam saatlerinin sonrasında sık sık ve uzun süreli olarak karşı cinsten bir kişi ile görüşmeler yapması, zina olgusunun ispatı için yeterli görülmese dahi sadakat yükümlülüğünün ihlali veya güven sarsıcı davranış nedeniyle boşanmada kusurlu davranış olarak kabul görebilmektedir.
Yine aşağıda yer verilen Yargıtay ilamından da açık bir şekilde anlaşılacağı üzere değişik tarihlerde yapılan çok sayıda görüşmeye ilişkin mantıklı bir açıklama getirilemediği ve yapılan görüşmeler haklı bir nedenle açıklanamadığı takdirde güven sarsıcı davranış olduğunun kabulü gerekecektir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2012/430E. ve 2012/18514 sayılı ilamına göre:
“…Davacı tarafın delil olarak bildirdiği ve getirtilen telefon görüşme kaydına göre; davalı kadının , davanın açılmasından önceki altı aylık dönem içinde bir başka erkekle değişik tarihlerde çok sayıda, beşer dakika ve üzeri sürelerle telefon konuşmaları gerçekleştirdiği görülmektedir. Davalı kadın bu görüşmeleri doğrulayarak görüşmenin “A. adlı kişinin kendisini telefonla rahatsız etmesinin sonucu olduğunu savunmuştur. Yukarıda açıklanan sayı ve süreyle yapılan telefon görüşmesinin kendisini rahatsız eden bir kimseyle yapıldığının savunulması, olağan yaşam tecrübesine göre normal kabul edilemez. Eşinin bir başka erkekle bu kadar sık ve uzun süreli görüşmesini öğrenen kocanın, eşi hakkındaki güvenin sarsılması beklenen bir davranıştır. mahkemece davalı kadının güven sarsıcı davranış içine girdiği sabit kabul edilmelidir…”
Boşanma Davasında 3. Şahsın GSM (Telefon) Dökümleri İstenebilir Mi ?
Kural olarak, boşanma davasında sadece tarafların şahsi telefon dökümlerinin dosyaya getirtilmesi istenebilir.