Medeni Kanun İlk Maddesi

Madde 1 – Kanun, sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır.
Kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa, hâkim, örf ve âdet hukukuna göre, bu da yoksa
kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar verir.
Hâkim, karar verirken bilimsel görüşlerden ve yargı kararlarından yararlanır.

Türk Medeni Kanunu 1. maddesinin gerekçesi

Yürürlükteki Kanunun 1. maddesini karşılamaktadır.

Madde olduğu gibi korunmuş fakat gerek amaç ve içeriğini daha iyi ifade etmesi bakımından, gerek dilinin daha anlaşılır bir hale getirilmesi yönünden yeniden kaleme alınmıştır.

Maddenin kenar başlığı “Kanunu Medeninin Tatbiki” şeklindedir. Bu kenar başlık maddenin uygulama alanıyla uyumlu değildir. Çünkü, madde sadece Medeni Kanunun uygulanmasını düzenleyen bir madde olmayıp genel olarak hukukun kaynaklarını düzenlemektedir. Maddede sayılan kaynaklar medeni hukukta olduğu kadar özel hukukun diğer dallarında da geçerli olan kaynaklardır. Bu sebeple, maddenin kenar başlığı “Hukukun uygulanması ve kaynakları” şeklinde değiştirilmiştir.

Yürürlükteki maddede yer alan “lafziyle veya ruhiyle” sözcükleri yerine daha anlaşılır bir ifadeyle “sözüyle ve özüyle”; “temas ettiği” deyimi yerine “değindiği”; “vazıı kanun” yerine “kanun koyucu”; “vazedecek” yerine “koyacak” sözcükleri kullanılmıştır. Hakim kanunu hem sözü hem de özüyle birlikte ele alarak uygulayacaktır. Sadece sözüyle veya sadece özüyle uygulaması söz konusu olmayacaktır.

Maddenin üçüncü fıkrası “Hakim, karar verirken bilimsel görüşlerden ve yargı kararlarından yararlanır.” şeklinde daha arı bir Türkçe ile kaleme alınmış, daha anlaşılır hale getirilmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015/7-1828 E., 2018/1093 K., 16.5.2018 T.

Türk Medeni Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca “Kanun, sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır.“. Bu hüküm gereğince kanunun sözünden çıkan anlam ile özünden çıkan anlam birbirine uygun değilse, bu durumda kanunun özüne uygun anlamın tespit edilmesi gerekir. Kanunun özüne uygun anlamın tespiti bakımından ise, onun amacının belirlenmesi şarttır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 22.02.1997 gün ve 1996/1 E.1997/1 K. sayılı kararında da “…Kanunun yorumu, kanun metninin anlamı ve ruhudur. Bu ruh, kanun kuralının izlediği gayeden çıkarılır. Buna gai ( amaçsal ) yorum ve kanun kuralının amacına göre yorumu denilir. Bir kanun hükmünün, kanunun konuluş amacına aykırı bir sonuç doğuracak şekilde yorumlanması, hukuk ilkelerine ve kanunun hem sözü ile hem de özü ile uygulanmasını öngören Türk Medeni Kanun’un 1.maddesine uygun düşmez.” şeklinde kanunun özüne ( amacına ) uygun yorumlanması gerektiği belirtilmiştir.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2012/18690 E., 2012/25539 K., 10.09.2012 T.

Mahkemece aynı ilamda hüküm altına alınan alacak kalemleri için tek ve aynı dosya ile ilamlı icra takibinde bulunulmasını zorunlu kılan türden yasal düzenlemenin mevcut olmadığı gerekçesine dayanılmıştır. Ancak yasalarda bir ilamla hüküm altına alınan haklarla ilgili olarak ayrı ayrı takip yapılabileceğine dair hiç bir düzenleme de mevcut değildir. Bu durumda Türk Medeni Kanununun 1., 2., 4. ve 33. maddelerinin, Anayasanın 36.maddesinin, B.K.n 61 ve yeni Türk B.K.n 77. maddesinin, Hukuk Muhakemeleri Kanunun 29. maddesinin göz önüne alınarak uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması gerekir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir