MEDENİ KANUN 5. MADDESİ
Madde 5 – Bu Kanun ve Borçlar Kanununun genel nitelikli hükümleri, uygun düştüğü ölçüde tüm özel hukuk ilişkilerine uygulanır.
TMK 5. MADDESİNİN GEREKÇESİ
Madde 5- Yürürlükteki Kanunun 5 inci maddesini karşılamaktadır.
Maddenin kenar başlığı “Genel nitelikli hükümler” şeklinde değiştirilmiştir. Yürürlükteki maddenin Borçlar Kanununun genel hükümlerinin sadece “medenî hukuk ilişkilerinde” uygulanabileceği kanısını uyandıran ifadesi, Medenî Kanun ile Borçlar Kanununun l ilâ 181 inci .maddelerindeki genel hükümler ile, bunların dışında kalmakla birlikte genel nitelik arzeden diğer hükümlerin de tüm özel hukuk ilişkilerine uygun düştüğü ölçüde uygulanabilmesine olanak sağlayacak şekilde değiştirilmiştir. Gerçekten tartışmasız olarak kabul edildiği üzere, bu madde, sadece “medenî hukukun diğer kısımlarında” değil, “özel hukukun diğer kısımlarında da” uygulanabilen temel bir kural koymaktadır. Bunun açıklığa kavuşturulması bakımından “medenî hukuk ilişkileri” deyimi yerine, “özel hukuk ilişkileri” deyimine yer verilmiştir.
TMK 5. MADDESİ İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2017/9765 E., 2017/11128 K., 20.9.2017 T.
“…Bu durumda edinilmiş mallara katılma alacağı davalarında da TMK’nun 5.maddesi yoluyla 6098 Sayılı TBK’nun 146. maddesinde yer alan 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekecektir…”
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2016/22068 E., 2017/3158 K., 8.3.2017 T.
“Dava, katılma alacağı istemine ilişkindir. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nda mal rejiminin tasfiyesi davaları için her hangi bir zamanaşımı süresi düzenlemesi getirilmemiştir. Bu gibi durumlarda TMK’nun 5 yollamasıyla 6098 Sayılı TBK uygulanmalıdır.”
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2013/17758 E., 2014/2032 K., 17.2.2014
Tüm bu açıklamalar karşısında her ne kadar tanıma kararı 07.11.2008 tarihinde kesinleşmiş ise de, yabancı mahkemenin boşanmaya ilişkin ilamı 21.12.1993 tarihinde kesinleştiğinden hukuki sonuçlarını bu tarih itibariyle doğurduğu, anılan madde hükmü gereğidir. Dava mal ayrılığı rejimi döneminde edinilen taşınmazlarla ilgili katkı payı alacağı isteğine ilişkin olduğuna göre olayda, Borçlar Kanununun başka türlü hüküm mevcut olmadığı takdirde her dava için öngördüğü 10 yıllık zamanaşımı süresini öngören TMK.nun 5. maddesi yollamasıyla 125. maddesindeki düzenlemenin uygulanması gerektiği hususunda duraksama da yoktur.